Ramazan ayı, beslenme şeklimizin değişikliğe uğradığı bir aydır. Uzun süreli açlık ve susuzluk, bizi iftarda ihtiyacımızdan fazlasını yemeye itebilir. Fakat bu durum boş mideyi yorabilir ve hazımsızlık, gaz, kabızlık gibi problemlere yol açabilir.
İftar en doğru ve sağlıklı bir şekilde yapılmak isteniyorsa yemekler yavaş yenmeli ve iyice çiğnenmeli. Bütün gün susuz kalan vücudun su ihtiyacı giderilmeli, oruç açılırken 1 bardak su ile açılabilir. Su yavaşça içilmeli ve iftardan sahura kadarki vakitte 1.5-2 litrelik günlük su ihtiyacı karşılanmalı. İftardan sonra diüretik etki gösteren çay ve kahve tüketiliyorsa içilen su miktarı da arttırılmalı.
İftar yapılırken yemeğe çorba, hurma ve hafif kahvaltılıklarla başlanılabilir. Bu durumda porsiyonlar çok önemlidir, hurma şeker içeriğinden dolayı abartılmamalıdır. Kahvaltılık tüketiliyorsa salam, sucuk, pastırma gibi işlenmiş etler tercih edilmemeli, bunlar yerine peynir, zeytin ve kuruyemiş tercih edilebilmelidir.
Ramazan pidesi tüketilecekse, öğündeki pilav, makarna, börek gibi diğer karbonhidrat kaynakları tüketilmemeli veya en aza indirilmeli. Ana yemekler mideyi rahatsız etmeyecek şekilde az yağlı olmalı ve ihtiyaç kadar tüketilmeli. İftardan sonra tatlı tüketilecekse öncelikli tercih meyve veya kuru meyvelerden yana olmalı. Bu meyveler tüketilirken porsiyonlara dikkat edilmeli. Güllaç ve sütlaç gibi sütlü tatlılar haftada 1-2 kez tüketilebilir
Dyt. ZEYNEP ESRA NARLI
Başakşehir Tıp Merkezi